Kimin metrosu daha temiz; New York mu İstanbul mu?

Mehmet Avcı

mehmetavci@wilcotr.com

Ticari ilişkilerimiz nedeniyle, zaman zaman Avrupa ülkelerinden misafir ağırlıyoruz. Misafirlerimiz arasında ilk defa Türkiye’yi ziyaret edenler oluyor. İlginçtir, bu insanların ülkemizle ilgili ilk intibalarını sorduğumuzda; aldığımız yanıt, temizlik ve hijyenle ilgili oluyor. Görüşleri negatif değil, aksine pozitif.  Özellikle de Türkiye’deki hava limanları, metro istasyonları, metrobüs ve otobüslerin, yoğun kalabalığa rağmen, tertemiz olduğunu söylüyorlar. Hatta restoran, ofis ve tuvalet temizliğinde, İstanbul’un, kendi ülkelerinden daha iyi olduğunu söyleyen misafirlerimiz hiç de azınlıkta değil.

New York mu daha temiz İstanbul mu?

Peki gerçekten öyle mi yoksa bu sadece yüzeysel ve duygusal bir turist izlenimi mi?
Kesinlikle değil, başka bir örnek vereyim size. İstanbul’da yaşayan ve bir ayağı New York’ta olan yakın bir arkadaşım var. Bu arkadaşım, her dönüşünde, oradaki otobüslerin ve metro istasyonlarının temizlik konusundaki yetersizliğinden söz ediyor ve haliyle orayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı toplu taşıma araçları ve istasyonlarıyla kıyaslayarak ‘’Biz, temizlik konusunda onlardan çok daha iyiyiz’’ diyor.

Aslında Türkiye’de, son 15 yılda, temizlik sektöründe sessiz sedasız da olsa önemli bir ilerleme kaydedildi. Hatırlayın, geçmişte sadece turistler için değil, biz bu ülkede yaşayanlar için bile, dışarıda yemek yemek, toplu mekanlarda bir yere iç rahatlığıyla dokunmak, kurumlara ait tuvaletleri kullanmak o kadar kolay değildi. Bu çekincelerimizin en temel sebebi ise temizlik ve hijyen konusundaki yetersizlikti.

Hijyen, Türkiye’ye nasıl girdi?

Elbette Türkiye’nin artan ekonomik refahı, mekanları ve orada sunulan hizmet standartlarını da etkiliyor. Ancak bana göre temizlikteki bu ilerlemenin en temel etkenlerden biri, bu tür hizmetlerin özelleştirilmesi oldu. Özellikle ‘’taşeron’’ diye nitelendirdiğimiz temizlik şirketleri, temizlik konusunda küçümsenmeyecek ölçüde önemli bir deneyim kazandılar ve ülkeye bu açıdan çağ atlattılar. Türkiye’ye sistemli temizliği bu şirketler getirdi. Bu şirketler, sözleşme imzaladıkları müşterileriyle ilişkilerini, bir sonraki sözleşmede de devam ettirebilmek için en iyi hizmeti sunmak durumunda kaldılar. Böylece ortaya temizlik konusunda yetkinleşmiş firmalar çıktı

Temizlik mi hijyenik temizlik mi!

Çoğu insan hala normal temizlik ve hijyenik temizlik arasındaki farkı ayırt edemez. İşte tam da bu nedenle, söz konusu şirketlerin önemli bir getirisi, halkımızı hijyenik temizlikle tanıştırmak oldu.  Bir masayı ıslak bir bezle silersiniz, sadece temiz görünür ancak o masa üzerindeki bakterileri yok edemezsiniz… Ama o masayı uygun kimyasal maddelerle, uygun oranlarda ıslatılmış, sağlıklı bir bezle silip, kuruladığınızda, o masa hijyenik olarak temizlenmiş olur. Dolayısıyla, ilki göz doldurur ama gerçek temizlik ikincisidir.

Peki Türkiye hijyenik temizlik konusunda bu noktada mı kalmalı. Tabii ki hayır. Özellikle okul ve hastane temizliklerinde daha sofistike  temizlik sistemlerinin kullanılması gerekiyor. Bu iki alan da son derce hassas çünkü. Hastaların da çocukların da bakterilerden çok iyi korunması gerekiyor. Ancak bunu klasik temizlik sistemleriyle yapmak çok zor.

Çocukları bakterilerden korumak…

Peki çözüm ne?  Bu konuda geliştirilmiş çözümlerden biri de AB standarlarına uygun olan X-Line temizlik sistemi. Örneğin bu sistemi bir okula uyguladığınızda, okullar, çocuklar için daha sağlıklı ve güvenilir mekanlar haline geliyor.  Burada süreç şöyle işliyor: Temizleme işlemi renk kodlarıyla ve personelin kendi kendi denetleyebilmesi amacı için belirli bir metrekareye kadar etkili temizlik malzemeleri ile yapılıyor. Islak değil, nemli temizlik söz konusu. Okul, kategorik olarak birimlere ayrılıyor ve her birim için farklı malzemeler kullanılıyor. Okulun her birimi için kullanılacak bez ve moplar ayrı. Nitekim bunlar, ayrı renk kodlarıyla tanımlıyor. Her mop ve bez bir defa belirli bir metrekare kullanılıyor. Bu malzemeler özel geliştirilmiş, yıkama makinalarında yıkanıyor, dezenfekte ediliyor ve insan ve doğa dostu kimyasal maddelerle adeta bir ıslak mendil gibi nemlendirilip, ambalajlanıyor ve tekrar okullara gönderiliyor.

Ülke ve toplum olarak daha iyisini hakediyoruz. O halde temizliğin de daha iyisini talep edelim.