logo

Y kuşağının sadece beklentileri değil, kaygıları da yüksek

Y kuşağının sadece beklentileri değil, kaygıları da yüksek

Geleceğini her zamankinden daha fazla sorgulayan Y kuşağı bir yandan dünyanın karşı karşıya olduğu tehlike ve problemlerden dolayı kaygı duyuyor; bir yandan da umutla iş dünyasından, özellikle çokuluslu şirketlerden, dünyanın ve toplumların önde gelen sorunlarına karşı daha aktif rol almalarını bekliyor.

İstanbul, 6 Şubat 2017 – Deloitte tarafından bu yıl altıncısı gerçekleştirilen ‘Y KuşağıAraştırması’na göre, başta EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) bölgesi olmak üzere, dünyanın dört bir yanında meydana gelen saldırılar, politik gerginlikler, Brexit, çekişmeli ABD seçimleri ve ekonomik belirsizlikler Y Kuşağı çalışanlarının güveninin sarsılmasına sebep oldu. Araştırma sonuçları, Y Kuşağı’nın çalkantılı bir yılın ardından, geleceklerinden ve ülkelerinin gidişatından endişe duyduklarını; bu nedenle, kendilerini güvende hissettikleri işlerinden ayrılma konusunda daha az istekli olduklarını ortaya koyuyor.

Türkiye’de Y Kuşağı dünya geneline göre gelecekten daha umutlu!
Gelecek 12 ay içerisinde ülkelerinin ekonomik durumunun daha iyiye gideceğine inanan Y Kuşağı çalışanlarının oranı, globalde %45 iken, Türkiye’de %59. Y Kuşağının globalde %36’sı, Türkiye’de ise %54’ü ülkelerindeki sosyal ve politik durumun, gelecek 12 ay içerisinde iyileşeceğine inandığını belirtiyor.

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 30 ülkede, Y Kuşağı’ndan 8.000 çalışanın katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, gençlerin finansal ve duygusal beklentilerine de ışık tutuyor. Gelişmiş ülkelerde Y Kuşağı’nın %36’sı finansal açıdan ebeveynlerinden daha iyi durumda olacağına inanırken, daha mutlu olacağını düşünenlerin oranı %31. Bu oran, Türkiye’deki Y Kuşağı’na bakıldığında sırasıyla %45 ve %37.

Deloitte Türkiye Yetenek Lideri Özlem Gören araştırmanın öne çıkan sonuçlarını şu sözlerle değerlendiriyor: “Y Kuşağı’nın kaygılarının yön değiştirdiğini görüyoruz. Dört yıl önceki araştırmamızda çalışanların öncelikli endişeleri iklim değişikliği ve kaynak kıtlığı konularına yoğunlaşmıştı. Bu yıl ise; dünyanın birçok bölgesinde gerçekleşen siyasi gerilimler ve ekonomik belirsizlikler, Y Kuşağı’nın kişisel ve mesleki bakış açılarını etkiliyor.”

Endişe duyan Y Kuşağı, mevcut işine daha korumacı yaklaşıyor

Y Kuşağı’nın duyduğu endişe, mevcut işlerinde kalma kararları üzerinde de etkisini gösteriyor. Mevcut işyerlerinden 2 yıl içerisinde ayrılabileceğini düşünenlerin oranı Türkiye’de %46, globalde ise %38. Önümüzdeki 5 yıl içinde işlerinden ayrılmayı düşünenlerin oranı ise Türkiye’de %22 ve globalde %24. Özlem Gören, bu durumu şöyle yorumluyor: “Geçen yılki araştırmamızda Y Kuşağının %54’ü iki yıl içerisinde mevcut işyerlerinden ayrılmayı düşünüyordu. Bu yılki sonuçlara baktığımızda bu düşüncenin, çalışanların endişelerine ve belirsizliklere paralel olarak %8 oranında daha az hakim olduğunu görüyoruz. Ancak, dünya geneli ile karşılaştırdığımızda Türkiye’deki Y Kuşağı’nın, 2 yıl içerisinde iş değiştirme fikrine daha cesur baktıklarını söyleyebiliriz.”

Y Kuşağı çalışanları, kurumlarının toplumsal sorunlara odaklanmasını istiyor

Çalışma hayatına atılmış Y Kuşağı; iş dünyasını ve toplumu ilgilendiren birçok konuda kendini sorumlu hissediyor. Türkiye’deki Y Kuşağının %86’sı, globalde ise %76’sı genel anlamda iş dünyasının ve de kendi çalıştıkları kurumların, toplumda iz bırakmada etkili olduğuna inanıyor. Özlem Gören, Deloitte’un bu konudaki yaklaşımına dikkat çekiyor: “Y Kuşağı çalışanları, bireyler gibi kurumların da bir varoluş amacına sahip olması gerektiğini ve çalışanlarına da topluma katkı sağlamaları için fırsat yaratmaları gerektiğini düşünüyor. Firmaların gücünü, toplumu ilgilendiren sorunlara da odaklanacak şekilde kullanması gerektiği görüşü ağırlıkta. Deloitte, Türkiye de dahil olmak üzere faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde, her paydaşında iz bırakmayı hedefliyor.

Çalışanlarımız, müşterilerimiz ve toplumumuzda iz bırakan etki yaratma arzusu hem çalışma biçimlerimizi, hem de sosyal sorumluluk anlayışımızı şekillendiriyor. Araştırmamız gösteriyor ki, Türkiye’de Y Kuşağı çalışanlarının yarısı (%50) kurumlarının, topluma fayda sağladığını düşünüyor. İş dünyası, Y Kuşağı’nın endişelerini de göz önüne alarak toplum için daha fazlasını yapmayı hedeflemeli.”

Esnek çalışma düzenine, Türkiye’deki Y kuşağı dünya geneline göre daha cesur bakıyor

İşsizlik, Türkiye’deki Y Kuşağı çalışanlarının %21’inin en çok endişe duyduğu konu olarak yer alıyor. Y Kuşağı’nın kendini güvende hissetme arzusu ‘freelance’ (sözleşmeli danışman) ve tam zamanlı çalışmaya karşı bakış açısını da etkiliyor. Güvende hissetme ihtiyacına paralel olarak tam zamanlı düzenli bir işe olumlu bakma katsayısı artsa da (Türkiye’de %54), Y kuşağının freelance çalışma isteği hala hatırı sayılır oranlarda. Özellikle Türkiye’de bu oranın dünya geneline göre daha yüksek olduğu gözlemleniyor. Türkiye’deki Y Kuşağı çalışanlarının %40’ı, globalde ise %31’i ‘freelance’ çalışmayı tercih edeceğini belirtiyor.

Gençlerin, esnek çalışma koşullarıyla ilgili beklentilerini Özlem Gören şöyle yorumluyor: “Y Kuşağı’nın işgücündeki varlığının artmasıyla birlikte iş dünyası, karşı konulamaz bir değişimin içerisinde. İş ve özel yaşamın birbirine karşıt olmamasına önem veren Y Kuşağı çalışanları, önceliklerini kendisinin ayarlayabileceği bir çalışma düzeni hayal ediyor. Bu yılki sonuçlar hafif bir düşüş gösterse de, bu durumun Y Kuşağı çalışanlarının endişe seviyesinden kaynaklandığına ve kendilerini güvende hissettiklerinde tekrar artacağına inanıyoruz. Özellikle Türkiye’deki Y Kuşağı çalışanlarının, dünya geneliyle kıyaslandığında freelance çalışma düzenine daha cesur baktığını görüyoruz. Ayrıca, freelance çalışmasa da, bir kuruma bağlı olarak çalışan Y Kuşağı da, kendi kurumu içerisinde esnek çalışma koşullarını tercih ediyor. Kurumların, teknolojik altyapılarını, çalışma kültürlerini ve İK yaklaşımını bu yönde yeniden düzenlemeleri kaçınılmaz.”

Esnek çalışma ortamı, performansı ve işe bağlılığı artırıyor

Ülkeler geneline bakıldığında, Y Kuşağı çalışanlarının %84’ü kurumlarında esnek çalıştıklarını ve %39’u kurumlarının yüksek esnek çalışma ortamları sunduğunu belirtiyor. Türkiye’deki katılımcıların çoğunluğu esnek çalışma koşullarının; motivasyonu, kişisel refahı, iş-özel yaşam dengesini, performansı ve kurumların hedeflerine ulaşmadaki başarısını olumlu etkilediğini belirtiyor. Türkiye’de, bu şekilde düşünen Y Kuşağı çalışanların oranı %65’ler seviyesinde iken, globalde bu oran %75-80 seviyesinde gerçekleşiyor.

Araştırmada öne çıkan diğer başlıklar:

  • Y Kuşağı çalışanları iş dünyası liderlerinden neler bekliyor? Gençler, iş dünyasında liderlerin kendilerini net bir şekilde ifade etmelerini, dışlandığını düşünen kesimlerin sesi olmalarını, görüşlerini tutkulu bir şekilde dile getirmelerini ve değişimler konusunda hızlı davranmalarını istiyor.
  • Z Kuşağı’nın yaratıcılığı ve yeteneklerine güven duyuluyor. Y Kuşağı çalışanları, kendilerinden sonra gelecek kuşağa karşı ümit duyuyor. Türkiye’deki katılımcıların %71’i, şu anda 18 yaş ve altındaki Z Kuşağı’nın iş dünyasındaki varlıklarının etkili olacağına inanıyor. Araştırmacının tüm katılımcıları genelinde ise bu oran %60.
  • Teknoloji, tehlikeleri ve fırsatları beraberinde getiriyor. Türkiye’deki Y Kuşağı çalışanlarının %38’i otomasyon, yapay zeka ve robot teknolojilerinin iş imkanlarını artıracağına inanıyor ve %58’i verimliliğin yükseleceğini düşünüyor. Teknolojinin ekonomik büyümeye etki edeceğini düşünenlerin oranı ise, Türkiye’de %56.

HİJYEN LİFE

Paylaşın:

www.hizlibul.com-4653761